İthal adalet

24 Şubat Pazartesi günü oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe karşılaşmasını bir Sloven hakem yönetecekmiş. En son ben doğmadan tam 4 ay önce (yine bir cin fikirle) Eskişehir-Göztepe arasındaki bir kupa finalini 13 Mayıs 1970’de bir yabancı hakem yönetmiş.

Bir şey soracaktım;

Şart mıdır? Yani bu maçın oynanması şart mıdır, ligin devam etmesi şart mıdır?

Yeşil sahalarda da adaletin, düzenin bu noktaya gelmesinin vahameti karşısında bu ligi sürdürmekte ısrar etmenin manası var mı? İki hafta önce maçın yarısında sahadan çekilen Adana Demirspor’un tepkisi hiç absürt değilmiş demek. Görüyor musunuz nasıl geometrik seyrediyor kötüye gidiş! “Yahu hakem kararını beğenmediği için maç bırakılır mı?”yı tartışamadan, yabancı hakem geliverdi!

Cehenneme giden yol “iyi niyet” taşlarıyla örülüdür. 😏

Federasyon Başkanı demiş ki; “…Hakem arkadaşlarla konuştum. ‘Sizleri toplumun önüne atmamak için, insanların sizleri eleştirmesine fırsat vermeyelim, sizleri korumak adına yabancı hakem yönetsin’ dedim. Onların da şikayetleri yok.”

Ne kadar iyi düşünmüşsünüz Sayın Başkan! Onlar da düdüklerini gömsünler o zaman. Yani kararlarının arkasında duramayacaklarsa, karar almalarına da gerek yok. Bunu hakemlerin gerçekten umursamadıklarını düşünmek istemiyorum. İyi niyet bir ironi; korku veya teslimiyet, acizlik var burada.

Hiç tepki verilmezse, herşey yutulursa, bir şeyler nasıl değişecek? Hadi takımlar ligden çekilmedi, seyirciler niye gidiyor? Satışa çıktıktan 5 dakika sonra biletler tükenmiş!

Herkes kendine sorsun ne yaptığını, neden yaptığını, bu gidişe, bu kabullenişe katkısının olup olmadığını!

Bir derbi bomboş tribünlere oynansa nasıl bir etki yaratırdı oysa!

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın