Ey-ay değil ay-vay!

Bu aralar çalışma sistemime bir ayar çekiyorum. Belki de bir Diderot etkisine kurban gittim. Hani ünlü yazarın aldığı bir kırmızı sabahlık hediyesi hayatını alt üst eder, çünkü tüm eşyaları bu kırmızı sabahlık yanında sönük kalır. Sandalye, masa, gardrop derken yenilediği tüm eşyalarla bir borç batağına sürüklenir.

Bana dert olan parasal kısmı değil, mecazen söyledim. Ben de evdeki çalışma odamda küçük bir tadilata giriştim, sonra eskiyen laptopumu değiştirdim derken kişisel bilgi yönetimimi gözden geçireyim dedim, ardından Microsoft Office’ten kurtulup Google’a taşınma hevesi içinde buldum kendimi.

Bu yolculuk yine bir kaç yazıyı hak ediyor. Ama bu kez sadece Office’ten Google Workspace ortamına göçümden bahsedeceğim.

Bir yıldan beri Google One abonesiydim, Gemini ile Google Developer Conference’ında yaptıkları şovdan beri aklımdaydı o ekosisteme girmek. Outlook zaten beni benden alıyordu, takvimlerin telefonla eşleşmemesi, mesajların çifter gelmesi, yeni mesajları almaya çalışırken çakılıp kalması vs vs. Sonra düşündüm Office de benim için vazgeçilmez değil. Hepi topu iki elin parmağı kadar excel, ppt dosyası ile dönüp duruyorum. Ben bu oyunu bozarım dedim ve Google Workspace’ten kendime bir Standard Business paketi aldım. Yeni bilgisayarda ağırlıkla buluttan çalışacağım, zaten Google her türlü Office dokümanını açıyor, değişiklik yapabiliyor. Gmail ise çok daha kullanışlı görünüyor (hakikaten öyle bunu da ayrıca anlatacağım)

Tabii en büyük sıkıntı bir gmail, bir hotmail ve üç farklı domain’den e-postayı oraya taşımak. Onlarca video izledim, eşe dosta sordum, bolca Outlook uzmanı var ama Google o kadar popüler değil sanırım. Hosting hizmeti aldığım yere sordum, beni terminolojiye boğdular, sonra ona, şuna, buna biz karışmayız dediler.

En nihayetinde Google’un yapay zeka yardım hattına ulaştım. O da baktı benimle baş edemiyor, bir “insan”a bağladı. Uzatmayalım iki Hintli yardımsever, kibar insanla önce chat’ten ardından telefonda iki seansta iki saat falan uğraştık. Hotmail dışındaki dertler çözüldü. Ama kendi başıma 200 saat uğraşsam çıkamazdım içinden.

Ama bu süreçte internet deryasında benim de son 5-6 senedir her gördüğüm bilgi işlemciye “satmaya” çalıştığım, yardım masası işini gayet güzel yapan bir şirkete rastladım. IT Genius diye bir şirket, isterseniz “parça başı” hızlı tamirat’la çözüyor (6000TL civarı, gözümü karartmıştım az daha verecektim Hintli arkadaşlar olmasaydı), ya da ayda 250 dolara her türlü Google Workspace ekosistem sorununuzda sınırsız yanınızda oluyor.

Özellikle benim gibi kendi işini yapan insanlar için bu tarz hizmetler çok kritik. Ya destek bulamıyorsunuz, ya da bulduklarınız işinin ehli olmuyor. Yapay zeka temsilcilerini (agent) dört gözle bekliyorum ama ne zaman o kadar mahir olacaklar bilemiyorum.

Sahi siz nasıl çözüyorsunuz alengirli “özel” IT işlerinizi? (İşyerindeki IT’cilere nazı geçenler hariç 😉 )

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin