Yeni Nesil Sürekli Eğitim

Yaşamboyu öğrenme deyince bende güller açıyor, bazıları ise karalar bağlıyor. Öğrenci olmanın kötü bir adı var; kitabı ilk ve son kez okulda görüp, okul bitince o kapağı açmamacasına kapatanlar var. Bir şeyi bilmemek ayıp, sokakta yolu sorduğunuz biri bile bilmediğini söylemiyor.

Dün İSO Akademi’nin lansman toplantısındaydım. Oldukça büyük bir ilgi, kamudan da üst düzeyde katılım vardı. Eski Milli Eğitim Bakanı eğitime erişim sorununun nihayet çözüldüğünü artık niteliği eşit seviyeye getirme mücadelesini vermemiz gerektiğinden bahsetti, kağıda bağlı olmadan güzel konuştu doğrusu. Ardından İstanbul Valisi eğitim alanında yaptıkları girişimlerden bahsetti. İSO yöneticileri ise Akademi projesini ne kadar ciddiye aldıklarını, her yıl attıkları adımlardan öğrenerek geliştirdiklerini ortaya koydu. Gelecekte Kurumsal Eğitim alanında bir otorite haline gelmek istediklerinin sinyallerini verdiler. Bütün iş dünyasını sarmalayan bir kurumsal eğitim platformu vizyonu gerçekten heyecan verici.

Geleceğin Eğitim Stratejileri, Yenilikçi İş Dünyası İçin Beceri Setleri konulu panel sonrası Selçuk Şirin Hoca sahne aldı. Hocanın çalışmalarını yakından takip ettiğimi sürekli atıfta bulunduğumu bilirsiniz. Eğitimde Atılması Gereken 7 Adım’ı 2017 yılından beri anlatıyor, 2014’te TÜSİAD’a yaptıkları çalışmaya dayanan. Yıllar içinde biraz daha temelleniyor, ufak revizyonlarla geçerliliğini koruyor. Şirin Hoca bunları anlatmakla kalmayıp bazılarına kendisi el attı, buna da değineceğim.

Hoca ülkenin kalkınmasında iki dönemin etkisinin altını çiziyor, ilki Cumhuriyet devrimleri sayesinde, ikincisi ise ’60-’80 arası DPT önderliğinde kalkınma hamlesi. Üçüncüsünü şu reformlardan bekliyor.

1. Hesaba dayalı reform. Reform ihtiyaçtan doğar. İhtiyaç analizini yapıp, önce pilot okulda uygulayıp bakmak lazım. Her gelenin (son 20 yılda 9 bakan) sil baştan yapmasıyla olmuyor.

2. Her doğan çocuğa bir kitaplık. Eskiden beynin öğrenmeye hazır hale gelmesinin 6-7 yaşında olduğu düşünülüyordu. Şimdi biliyoruz ki insan beyin gelişimi %90’ı ilk 3 yılda tamamlıyor. Bu eskiden bilinse okullar 3 yaşında başlardı. Beyin uyarılmaya ihtiyacı var. İşte hocanın başlattığı ilk başarılı inisiyatifi bu; 1 milyon kitap projesi.

3. Her mahalleye bir okul öncesi eğitim kurumu. Nobel Ekonomi ödülünü 2000 yılında kazanan James Heckman doğumdan 30 yaşına kadar en verimli dönemi araştırıyor. Eğitime harcanan 1 doların verimliliğine bakıyor. Dezavantajlı grupta okul öncesi yatırımın dönüşü 1’e 7. Üniversite döneminde 1’e düşüyor. Beynin en hızlı geliştiği dönemde sahipsiz bırakmak bütün sorunlarımızın kaynağı diyor hoca.

4. Her ilçeye bir kent enstitüsü. Yaparak yaşayarak öğrenme. PISA’yı (okuduğunu anlamayı) geçtik, ileri derece becerilerde yokuz. Eğilimi olan çocuklarda bilim aşkı yaratmak lazım. Bilim müzeleri, STEAM (Fen,Teknoloji,Mühendislik, Sanat ve Matematik) mekanları yaratmamız lazım. İşte hocanın ikinci inisiyatifi bu, bunun için planı projesi hazır, kaynak arıyor.

5. Yetkili müdür ve Sorumlu öğretmen. Kararların %92’si merkezden yapılıyor, inisiyatif vermede son sıradayız. Lider ruhlu yöneticiler yaratmak için bunu değiştirmeliyiz.

6. Devlet okullarına itibar. Hocadan daha agresif düşündüğüm tek madde; ben özel okulların tümden kaldırılması taraftarıyım, bütün umut ve kaynak (bu esaslarda yürüyecek) devlet okullarında olmalı. Hoca bunu daha yumuşak ifade ediyor.

7. Ezberi değil problem çözme becerisini ölçen sınav. Merkezi yerleştirmede ısrar etmeli, çünkü fırsat eşitliği sağlıyor. Ama şu örneğin LGS’ye 1 milyon ergenlik çağında genç giriyor, 970 binine başarısızsın diyoruz. Travmaya bakın. Ayrıca sistem ezberi ölçüyor ve problem çözme becerisini kazandırmalı ve ölçmeli.

Google’a “selçuk şirin kalkınmanın kilit taşı” yazarsanız Eylül ayında TÜSİAD’da yaptığı konuşmanın videosunu bulabilirsiniz, sanıyorum aynı içerik.

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın