İçimizdeki yaratıcılık doğuştan mı, dolduruştan mı gelir diye bir yazım vardı. (nature/nurture ikilemine gönderme yapan) Göz atmak isterseniz linki.
Spoiler vereceğim; yaratıcılık doğuştan hepimizde var, çünkü meraklıyız, öğrenmeye aç olarak geliyoruz, boş bir sayfada kurallar, kareler, çizgiler yok, bir şeyin doğrusu-yanlışı kabulleri yok. Ama zamanla bunlar kafamıza “sosyal sopalarla vurula vurula” içimize işliyor.
Yaratıcılığın bir düşmanı daha var; mükemmellik beklentisi. Mükemmel kime göre, neye göre?
LEGO’nun güzel bir kampanyasından Aposto bülteninden haberdar oldum. Ebeveynler mutlaka izlesin. Çocuklarımızın oynadığı basketbolu NBA ligi, çaldığı enstrümanı Mozart cetveliyle ölçmeyelim, çocukların içindeki “coşkuyu” öldürmeyelim.
Schopenhauer’in meşhur sözünü de unutmayalım: “Her çocuk bir bakıma dahi ve her dahi bir bakıma çocuktur.”
İnsanlığın birkaç yüzyılda bir çıkardığı ve bize nasip olan dahi, Ulu Atatürk’e bir kez daha şükran ve minnet duygularımızı sunalım.
