Perşembe akşamı Linkedin’deki paylaşımlarıyla pek çoğunuzun aşina olduğu veya takip ettiği bir gruba kolaylaştırıcılık yaptım.
Linkedin’i kent yaşamındaki alanlar olarak düşünün:
Linkedin buradaki bir grup insan için bir performans alanı, burada “var oluyorlar”, yani eylemlerinin merkezi Linkedin, görünür olmak için, takipçi kazanmak için buradalar.
Bir başka grup için duyuru panosu veya en iyi ihtimalle vitrin, asıl işlerinin reklamını burada yapıyorlar, ama paylaşımları sadece kendileriyle ilgili, şunu yaptım, şunu kazandım, şuraya gittim. Bazısı çok sık değiştiriyor vitrinini, bazısı yılda bir iki kere.
Çok büyük bir grup ise izleyici. Yoldan geçerken kafasını çevirip bakan da var, dakikalarca durup izleyen de.
Küçük bir grup için ise burası işyerlerinin arka bahçesi. Bazen gerçek hayatta iş yaptıkları insanlarla burada bir araya gelip fikir alışverişinde bulunuyorlar. Bazen burada düzenledikleri etkinliklerle kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili toplu bilgi paylaşımında bulunuyorlar. Bir nevi sergiler açıyorlar. Bazen de sosyal amaçlar için, eğlenmek için kullanıyorlar. Yani burada gerçek hayattaki işlerine paralel, ama yine üretim yaptıkları ve sosyal fayda için paylaştıkları bir yer. Buradan doğrudan bir gelir elde etmiyorlar, ama uzmanlıklarını bu sayede (araştırarak, yazarak) pekiştirirken, kendi alanlarında bir fikir önderliği payesi kazanmanın yanısıra iş potansiyellerini de arttırıyorlar.
25 yıllık kurumsal çalışma hayatım var, yaklaşık son 5 yıldır da bir solo girişimciyim. İş dünyasındaki insanları, profilleri iyi tanıdığımı sanıyorum. Bu son grupta olmak insanların istemesi ile olabilecek bir şey değil. Daha doğrusu istemeden yapılabilecek, sürdürülebilecek bir uğraş değil. Çünkü fazlasıyla emek ve kendi özel hayatından feragat etmeyi gerektiriyor. Yani götürüsünün yanında getirisinin lafı bile olmaz. Peki niye yapıyorlar? Başka türlüsü ellerinden gelmediği için. Kendilerini gerçekleştirmek için (içsel motivasyonla) bir şeyler öğrendikçe, paylaşmadan duramadıkları için, bu çaba zor da olsa keyif aldıkları için. İnsanlardan fayda gördüklerini duymak onları çok tatmin ve mutlu ettiği için.
İşte böyle bir grupla bir çalıştay yaptık, üretmeyi ve paylaşmayı seven bir grupla ortaya birşey koymak çok kolay ama onlar mahareti bende bulmuşlar, buna da ayrıca şaşırdım ve mahçup oldum ama sevindim de tabii.

Bu laboratuar önlüğünü de pandemiden hemen önce yaptırmıştım, kolaylaştırıcılık yaptığım toplantılarda giymek için, bir hoşluk ve buz kırıcı olsun diye, hakikaten üstüne tonla espiri yapıldı. Ama birkaçından şu geri bildirimi de aldım, üniforma her nerede ve ne şekilde olursa olsun bir saygı/statü izlenimi uyandırıyor. Hiyerarşiye karşı olsam da, üstelik kolaylaştırıcı olarak yer aldığım bir ortamda benim söz hakkım olmasa da, insanları akışta tutmak, küçük ritüeller ve düzen açısından avantaj sağlamış olabilir. Kolaylaştırıcılık literatürüne bir katkım olsun. 😄
Bu çalıştayı neden mi yaptık? Eh zamanı gelince onu da paylaşırız elbet 😄